Page 9 - Annonce Dergi | İzmir Özel Saint-Joseph Fransız Lisesi
P. 9
Sonuç olarak anlamamız gereken şey bu tür reklamlar, kadın yönetim kurulu üyelerine göz attığımızda ise bu
kadın bedenini birer estetik obje veya fantezi aracı olarak oranın yüzde 28,2’sini oluşturduğunu görüyoruz. Şirketlerin
sunarak, kadınları bireysel kimliklerinden soyutlar ve üst düzey yöneticilerinde ise kadın varlığı oranı yüzde 19,2.
onların yalnızca fiziksel görünümleriyle değerlendirilmesine Araştırmada dikkat çeken ülkeler Fransa, İtalya ve İngiltere:
yol açar. Bu durum, toplumda kadınların değeri ve varlığı Bu şirketlerde kadın yönetici oranı yüzde 40 civarında.
üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir, çünkü kadın bedeninin Kadınların çalışma hayatında yaşadıkları sorunları, anne
bu şekilde kullanılması cinsiyetçi bir algının devam etmesine olmanın getirdiği sorumlulukların iş ve sosyal hayatlarını
katkı sağlar. nasıl etkilediğini, toplumun kadın üzerindeki genel ön
Hazır teknolojiden bahsetmişken bu durumu biraz daha yargılarını ve görüşlerini çok gerçekçi ve etkili anlatan
açmak istiyorum. Sadece televizyonlarda izlediğimiz bir kitap önerim olacak. Laetitia Colombanni’den Saç
reklamlar beynimizi yıkamıyor, sosyal medya da aslına Örgüsü. Kitap, üç farklı ülkeden üç farklı hayatı anlatıyor.
birebir aynı şekilde kadını objeleştirmeye yönelik videolar, Bu üç kadının yaşadıklarını, çevrelerini ve kültürlerini
kanallar içeriyor. Bu içerikler yine çokça reklamlarda gözler önüne seriyor. Kitapta sadece kadınların hayatını
karşımıza çıkıyor ama bunun dışında TikTok, Instagram, okumuyoruz aslında, dünyanın genel problemlerine,
Youtube gibi platformlarda çıkan akımlarda, bu platformlarda gerçeklerle değiniyor yazar. Kesinlikle okunması gereken
dönen meme’lerde özellikle yorumlarda taciz ve korkunç bir başyapıt, okuduktan sonra kütüphanenizin baş köşesinde
ithaflar içeren çokça içerik dönüyor. Cinsiyetçi mizah, yer alacağından eminim.
korkunç özel içerik paylaşımı yapabilecek uygulamalar gün Son olarak yazımda şiddet kavramından bahsedeceğim.
be gün türüyor. Daha da kötüsü sosyal medyayı sadece biz Şiddet, hepimizin bildiği gibi sadece fiziksel şiddetle sınırlı
gençler kullanmıyoruz, artık küçücük çocukların ellerinde değildir, şiddetin psikolojik, cinsel, ekonomik ve fiziksel
bile telefon var. Ailenin gözünden kaçabilmesi veya takip olarak farklı şekillerde kendini gösterir. Kadına şiddet, dünya
etmemesi durumunda bu çocuklar ellerindeki telefonla genelinde kadınların en çok maruz kaldığı insan hakları
istedikleri her yerde gezinebiliyorlar, her türlü içeriğe ihlallerinden biridir. Türkiye’de de özellikle son zamanlarda
erişebiliyorlar. şiddetin her türlüsü baş göstermekte: kadına şiddet özellikle
Günümüzde hâlâ daha süregelen bu problemlerin aile içi şiddet, toplumsal cinsiyet ayrımcılığı; hayvanlara
görünmeyen tarafları da var. Bir kadının hayatını ellerinde uygulanan şiddet ve hayvanların yaşama haklarından
tutmasına yönetmesine izin vermemek, yine bir engel mahrum bırakılmaya çalışması; çocuklara uygulanan
koşmak. Bir anne çok kez fedakârlık yapar, hatta neredeyse fiziksel ve cinsel şiddet… Türkiye’de her gün aldığımız acı
her zaman gerek kendinden gerek başka bir şeyden ödün haberler elimizde pankartlara sokaklarda kardeşlerimizi,
verir. Bazen bu bir şeker de olabilir, sen ye kızım der bazen ailemizi, kendimizi, yaşatabilmek için ter dökmeye, sesimizi
de hayatı olabilir. Dolaylı yoldan da olabilir bu fedakârlık duyurmaya çalışmamıza sürükledi bizleri. Descartes’ın çürük
doğrudan da. Çocuk sahibi olduktan sonra mesleğini devam elma teorisi var bu konudaki ifadelerimi destekleyebilecek:
ettirmek ister ama ettiremez çoğu zaman. Bunun dışında Bir sepette çürük elmalar ile çürük olmayan elmalar
sektörde kadın ön yargısı dolaşır. Örneğin kadınların beraber bulunmamalı çünkü eninde sonunda çürük elmalar
kariyerleri boyunca anne olma ihtimalleri üzerinden sağlıklı elmaları da çürütecek. Buna rağmen çürük olmayan
değerlendirilmeleri ve bunun bir dezavantaj olarak görülmesi, elmaların çürük olanları tekrar sağlıklı yapması mümkün
iş bulma ya da terfi etme süreçlerinde kadınların önüne ciddi değildir. Yani sepetten çıkarılması gerek çürük elmalardır,
engeller koyar. Dediğim gibi bu durum anne olduktan sonra aynı ülkede de ayıklanması gerekenlerin olduğu gibi.
da değişmez, performansı düşer mi, odaklanma sorunu yaşar Kadın hakları mücadelesi, yalnızca bireysel özgürlükler için
mı, iki işi aynı anda yapabilir mi, diye soru işaretleri birikir değil, daha adil ve kapsayıcı bir toplum inşa etmek adına
insanların kafasında.
verilen büyük bir savaştır. Toplumsal cinsiyet rollerinin
2023 yılının verilerine göre Fortune şirketinin 500 kalıpları kırılmadıkça ve şiddet son bulmadıkça, kadınlar için
CEO’sundan yüzde 8’i kadın. Bu oran çok az, bunu hepimiz gerçek bir eşitlik sağlanamayacaktır. Eşitliğin sağlandığı,
biliyoruz ama yine de 2018’de kaydedilen verilere göre bu kadınların özgürce var olabildiği bir dünya, hepimizin ortak
oranın yüzde 4 artış gösterdiğini görüyoruz. Oran çok az sorumluluğudur.
olsa da, hâlâ ilerleme kaydetmemiz gerekse de bu artışın Yazımı da bu cümlelerle bitirmek istedim, feminizmden,
toplumsal cinsiyet eşitliği için pozitif bir değişim olduğunu dünya tarihinde eğitim eşitsizliğine, tarihimizden önemli
düşünüyorum. kadın sanatçılarımıza, günümüz problemlerine değinmek,
BoardEx tarafından yapılan geniş çaplı başka bir araştırmaya bu konuda önemli bir farkındalık yaratmak istedim. Daha
göre dünyanın en önde gelen ekonomilerine sahip 20 şirketin güzel yarınlarımızın olması dileğiyle.
1.675 halka açık şirketi incelenmiş. Buradaki sonuçlara göre
kadın CEO oranları yüzde 5’i oluşturuyor. Aynı araştırmada Tuna Yalçın
8