Page 32 - Annonce Dergi | İzmir Özel Saint-Joseph Fransız Lisesi
P. 32

Smyrna






        Smyrna Ege Denizi’nin en derin körfezlerinden  yamaçlarındaki Smyrna’nın ikinci kez kurulması Büyük
        birinin koyu içinde kendini bir inci gibi koruyan eski  İskender’in  komutanları  Antigonos  ve  Lysimakhos
        bir şehirdir. Smyrna ismi kentin uzun tarihi boyunca  zamanında  gerçekleşmiştir.  Smyrna,  Kadifekale
        varlığını sürdürmüş ve Türkler tarafından fethedildikten  (Pagos Tepesi)’nde surla çevrili bir akropol ve aşağıdaki
        sonra  İzmir  şeklinde  söylenmeye  başlanmıştır.  düzlükte liman olmak üzere iki merkezden oluşmuştur.
        Smyrna’nın  İzmir  şekline  dönüşümü,  kentimizin  Aradaki  eğimli  yamaçta  çeşitli  kamu  yapıları  ve
        kuruluş dönemlerinden başlayıp İon, Roma ve Bizans  yerleşim bölgeleri konumlanmış, bu kısım da surlarla
        devirlerinde  sürdürdüğü  kültürel  yapıdan,  Osmanlı  çevrilmiştir.  Antik  kaynaklarda  Pagos  Kalesi  olarak
        kültür  ortamına  geçişi  temsil  etmektedir.  Bayraklı  adlandırılan  Kadifekale,  Antik  Smyrna’nın  akropolisi,
        semtinde  yer  alan  ve  Tepekule  olarak  tanınan  ören  kentin  savunma  sisteminin  merkezi,  aynı  zamanda
        yerinin, eski İzmir’in kuruluş yeri olduğu bilinmektedir.  da en önemli kutsal alanıdır. Smyrna Akropol tepesi,
        Bir  yarımada  üzerinde  bulunuşu,  kente  doğal  bir  konumu  gereği  deniz  tarafında  tüm  İzmir  Körfezi’ni,
        liman  olma  özelliği  kazandırdığından,  deniz  ticareti  kara tarafında ise Yeşildere Vadisi ile Bornova Ovası’nı
        yapılmıştır.  Bayraklı’da  yapılan  kazılarda  elde  edilen  denetim altında tutabilecek bir bakış açısına sahiptir.
        buluntular,  İzmir’in  kuruluşunun  İÖ.  3000  yıllarına  Günümüzde,  Kadifekale  surlarının  batı  duvarları
        kadar indiğini göstermektedir.                         çeşitli zamanlarda yapılan restorasyon çalışmaları ile
                                                               ayakta  kalmışken,  güney,  doğu  ve  kuzey  surlarının
        Smyrna; tarım, ticaret ve sağlık konusunda halkına iyi
        hizmet etmiş bir şehirdir, bir annenin çocuğunu besler   önemli  bir  kısmı  yıkılmıştır.  Smyrna  Tiyatrosu  Roma
        gibi koyunda yaşayanları korumuş, Smyrna ismi Ana      Dönemi’nde siyasi, kültürel aktivitelerin yanı sıra dini
        Tanrıça  Kybele,  Artemis  ve  Athena  gibi  tanrıçalarla   pratiklerin de gerçekleştirildiği Smyrna Tiyatrosu’nun,
        özdeşleştirilmiştir.  Kimi  Antik  Çağ  yazarlarına  göre   Agora ile Akropol tepesi arasında kalan yamaçta MÖ
        Smyrna, tarihe isimleri kadın savaşçılar olarak geçen   2. yüzyılda inşa edilmiş olduğu bilinmektedir. Asya’da
        Amazon kadınlarından birinin ismi, Grek mitolojisinde   bulunan  en  güzel  mermer  tiyatrolardan  biri  olduğu
        ise  tanrılar  tarafından  sonradan  Mirha  ağacına    belirtilen,  20  bin  kişilik  olduğu  düşünülen  Smyrna
        dönüştürülen Kıbrıs kralı Cinyras’ın kızıdır.          Tiyatrosu’nda  kazı  çalışmaları  devam  etmektedir.
                                                               Saat  kulesi,  konak  önü  veya  kışla  meydanı  olarak
        Smyrna Antik Kenti’nin agorası, günümüzde de İzmir     bilinen alanın ortasına yakın bir yerde, dönemin Valisi
        tarihi kent merkezinin kalbine konumlanmıştır. Dünyada   ve Relediye reisi Eşref Paşa’nın katkılarıyla yapımına
        kent  merkezinde  bulunan  en  büyük  agoralardan  biri   başlanmış yaklaşık bir yıl süren bir yapım süresinden
        olan  Smyrna  Agorası,  aynı  zamanda  dünyanın  en    sonra,  dönemin  Osmanlı  Sultanı  II.  Abdülhamit
        zengin Yunanca yazılı grafiti koleksiyonunun yer aldığı   döneminde  törenlerle  açılmıştır.  Asansör,  İzmir’in
        sivil bazilikası ile Roma dünyasının eşsiz bir tanığıdır.   Karataş semtinde, Mithatpaşa Caddesi’nden yaklaşık
        Bayraklıda  Tepekule  Höyüğü  denilen  ören  yeri      40  metre  yükseklikteki  Halil  Rıfat  Paşa  Caddesi’ne
        İzmir’in  kuruluş  yeridir.  Dışarıdan  gelecek  saldırılara   çıkmak için, 1907’de İzmir tüccarlarından Nesim Levi
        karşı  savunma  kolaylığı  sağlaması,  deniz  ticaretine   tarafından  yaptırılmıştır.  Kızlarağası  Hanı,  İzmir’in
        uygun  doğal  bir  liman  olmasıyla  önemlidir.  Bugüne   ticari etkinliklerinin başlaması üzerine, XVIII. yüzyıldan
        kadar yapılan çalışmalarda, kentin ızgara planlı, yani   itibaren  denize  yakın  ticaret  bölgesinde  hanlar  inşa
        birbirini dik kesen sokaklarla örülü bir yapıda olduğu   edilmeye  başlanmıştır.  Hanlar,  İzmir’in  Osmanlı-Türk
        anlaşılmıştır.  Kente  ilişkin  önemli  bulgular  arasında   çehresini yansıtan binalardır. Bu binalardan günümüze
        iki  tapınak,  şehrin  surları,  sivil  mimari  örnekleri,   kalan örnekler son derece azdır. Günümüzde restore
        cadde,  sokak  ve  çeşmeler  sayılabilir.  Kadifekale   edildikten  sonra  önemli  bir  merkez  haline  gelen




      30
   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37