Page 24 - Annonce Dergi | İzmir Özel Saint-Joseph Fransız Lisesi
P. 24

Neden “Hayır”                                          gibi  hissederiz  ki  bu  da  çok  mümkün  aslında.
                                                               Çünkü insanlar sürekli evet demenize alışmışlarsa
        Diyemiyorum?                                           bunu kanıksarlar ve bir noktadan sonra bu değerli
                                                               gelmemeye başlar. Göreviniz bilirler yaptığını şeyleri
                                                               ve  yapmayı  kestiğinizde  de,  “E  sen  çok  değiştin.”,
                                                               “Eskiden  böyle  değildin.”  gibi  şeyler  diyebilirler.
        Bu  makale  pek  çoğumuzun  derdi  olan  “hayır”  Bu sebeple ilişkilerimiz de pekala bozulabilir. Ama
        diyememek üzerine. Küçüklüğünüzü düşünün, kim  bu  işlevsiz  bir  ilişkiyi  yeniden  yapılandırmak  için
        bilir  kaç  kez  demişlerdir  “Uslu  ol,  anneni  babanı  fırsat  da  olabilir  bize.  Yani  bu  ilişki  yeni  şartlarda
        üzme.”  diye.  “Kaç  kez  saygıda  kusur  etme.”  diye  bize de daha uygun şartlarda oluşturulabilir. Zaten
        tembihlemişlerdir.  İnsanız  hepimiz  ve  sevmek,  ilişkilerde dikkat ederseniz bir şeye hayır diyemeyen
        beğenilmek istiyoruz. Bizim için onay almak, kabul  insanlar genelde  nadiren evet diyen  insanlarla
        görmek çok önemli çünkü kültürel değerlerimiz hep  beraber olurlar. Böyle ilişkilerde bir taraf sürekli alır
        bu çerçevede terbiyeli, uslu, akıllı olmamız gerekiyor.  diğeri de her şeye uyum sağlar. Ama hayır demeyi
        İyi bir çocuk olmak için bizden istenen hiçbir şeye  öğrenmek  sağlıklı  ilişkiler  için  bir  filtre  görevi
        hayır  demememiz  lazım.  Ancak  bu  şekilde  onay  görür, toksik ilişkilerden korur bizi. Çünkü özünde
        alabileceğimizi, kabul görebileceğimizi düşünüyoruz  gerçekten  iyiliğimizi  düşünen  hayat  yoldaşımız
        çünkü hep bu işleniyor bize büyürken. Hayatımızın  olacak insanlar sınırlarımıza saygı duymayı bilirler.
        ilk yıllarından itibaren bu şekilde işleniyoruz. Hayır  Herkesin  isteklerini  kendilerininkinden  öne  koyan
        diyebilmek  kendi  sınırlarımızı  çizmemizde  büyük  “evetçi”  insanlar  aslında  iyi  niyetle  başladıkları  bu
        bir  rol  oynuyor  aslında  kendimiz  üzerinde  bir  yolda bir süre sonra kendilerini kızgın ve kullanılmış
        başkasının  fikri  neden  bizimkinden  daha  değerli  hissetmeye  başlarlar.  Çünkü  kendi  değerlerini
        olsun  ki?  Aslında  bizim  hayır  diyemememizin  ana  gitgide  herkese  evet  dedikçe  ve  böylece  kendi
        sebeplerinden biri küçükken büyüklerimizin bize bu  hedeflerine, kendi öz değerlerine bağlı kalamazlar.
        tarz dayatmaları.                                      Peki, nedir bu insanların bu davranışlarının altında
                                                               yatan şey? Hayır diyemememizin diğer sebebi; hem
        Bu  şartlarda  büyüdüğümüzde  hayır  demeyi  sevilme arzumuz hem de kaybetme korkumuz. Hele
        uyumsuzluk  olarak  görüyoruz  kaç  yaşına  gelsek  ki sevilmek bize küçüklüğümüzde koşullu verilmişse.
        de sanki onay için annesinin gözünün içine bakan  Biri  tarafından  sevilmek  veya  birini  kaybetmemek
        çocuklar  gibi  hayır  demek  sanki  ait  olduğumuz  için  uyumlu  olmamız  gerektiğini  düşünebiliriz.
        gruptan  dışlanmak,  terk  edilmek  gibi  şeyler  Yani bu hiç doğru bir inanış değil. İnsanların elinde
        çağrıştırıyor. Bunun yerine kendi duygularımızı göz  oyuncak olacak derecede isteklerini yapmak daha
        ardı  etmek  kendi  isteklerimizden  vazgeçmek  de  fazla  sevilmemizi  sağlamaz  aslında,  sadece  daha
        daha kolay geliyor. Bütün dünyada sürü psikolojisi  fazla kullanılmamıza yol açar.
        hakimdir. Biz dışlanmamak için sürüye uymak yani
        gruba ait olmak isteriz. Doğası gereği insanların bir  Hayır demeye başladığımızdaysa tam tersi, insanlar
        çoğu  yaratıcı  değildir  yaratıcı  olmadıkları  için  de  bize  daha  fazla  saygı  duymaya,  daha  fazla  önem
        bir sürünün içinde kendilerini daha iyi hissederler.  vermeye  başlarlar.  Sınırlarımızın  nerede  başlayıp
        Böylece  çoğu  insanın  birbirini  destekleme  ihtimali  nerde  bittiğini  bilirler  ve  buna  göre  davranırlar.
        artar. Çoğunluktan destek alınca üst insan gücünü  İlişkilerimiz  de  gelişir  bu  sayede.  İlişkilerin  içinde
        kaybeder  der  Nietzsche.  Farklı  değer  yargılarına  hayır  diyemememizin  bir  sebebi  de,  insanları
        sahip  çoğunluğun  dikte  ettiği  düşüncelerden  hayal  kırıklığına  uğratma  korkumuz.  Yazar  Paulo
        etkilenmeyen insandır üst insan. Bizler için bu çok  Coelho’nun çok güzel bir sözü var: “Başkalarına evet
        zordur ama marifet de aslında üst insan olabilmektir.  derken kendinize hayır demediğinizden emin olun.”
        Peki  neden  zordur?  Bizler  toplumsal  değerlere  diye.  Bir  şeye  evet  demek  aslında  başka  bir  şeye
        göre yetiştirilirken aslında bir şekilde bir şeye karşı  de hayır demek anlamına geliyor. Ve fark etmesek
        çıkar  ve  diğerlerinin  çıkarlarının  tersine  fikir  ve  de  hayır  dediklerimiz  çoğunlukla  önce  kendi
        isteklerimizi söylersek sanki bize kızıp uzaklaşacaklar  isteklerimiz, kendi önceliklerimiz oluyor. Peki hayır



      22
   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29