Page 33 - Annonce Dergi | İzmir Özel Saint-Joseph Fransız Lisesi
P. 33

TİYATRONUN KURTARICISI:


        ÖZEL TİYATROLAR




        “Yalnız oyuncu için değil seyirci için de bir rehabilitasyondur tiyatrolar.   arkadaşlıklarının önündeki engeller artıyor. Bu oyunun özelliği sahnenin
        Bir nevi arınmadır, bir eğitimdir. Bir eşleşmedir tiyatrolar. Ve bulunduğun   3 tarafında oturabiliyor olmanız. Böylece oyuncuların hemen arkasından
        yere göre gündelik üstüdür.” Ayla Algan                izleyebiliyor sanki kendi arkadaşlarınızla böyle bir oyun oynuyormuş gibi
                                                               hissediyorsunuz. Tabii oyundan bu kadar zevk almanızın iki sebebi daha
        İnsanı insana insanca anlatan sanat dalına tiyatro diyoruz. Aslında hepimizin   oluyor, birinci sebep oyundan sonra “Böyle bir oyun oynasak ne olur?”
        bir şekilde kendinden, yaşadığı dünyadan parçalar bulmaya çalıştığı bir   “Acaba herkes herkesin telefonuna baksa nasıl olur?” sorularınızı kendi
        sanat dalı. Oyuncusu, izleyicisi, yönetmeni, kostümcüsü, suflörü, sesçisi,   kendinize soracak hale gelmeniz. İkincisi ise oyunculuklardaki doğallık.
        ışıkçısı, dekor sorumlusu ve tiyatro metni aslında izlediğimiz bu sanat
        dalının temel taşları. Dişlilerin hepsi senkronize bir şekilde çalışmadığında   SHAKESPEARE  ÖLDÜ AŞ  BUNLARI  |  “Düzgün  yaş,  gelecek  olanı
        ise  istediğimiz  tadı  alamıyor  ve  tiyatrodan  soğuyoruz.  Tam  da  çoğu   düşün.”
        gencin tiyatrodan uzaklaşmaya başladığı dönemde ilaç gibi ortaya çıkan   Bu oyun bu sene üstüne en çok araştırma yaptığım, düşündüğüm oyun
        kavram ise, özel tiyatrolar ve bu tiyatrolarda oynanan çağdaş oyunlar.   olabilir.  Çünkü  oyun  resmen  bir  genel  kültür  topağı.  Das  Kapital’den
        Shakespeare, Çehov gibi kült yazarların dışında genelde genç yazarlara   Shakespeare’e, İncil’den zincir markalara kadara her şeyden bahsediyor
        ait çağdaş oyunlar bu aralar tiyatroda yükselişe geçti. Özellikle yeni neslin   oyun.  Bu  sezon  oyuna  iki  kere  gitmeme  rağmen  sezon  açıldığında
        tiyatroya ısınması açısından güzel bir gelişme. Çünkü günümüzde tiyatro   kesinlikle birkaç defa daha izlemek istediğim oyun. Not tutmuş olmama
        gençlerin gözünde ürkütücü, ağır ve sıkıcı bir aktivite gibi. Çağdaş tiyatro   rağmen bazı ayrıntıları kaçırdığımdan eminim.
        oyunları  ise  gençleri  tam  bu  noktada  avucunun  içine  alıyor.  Çok  ağır
        olmayan ama yine de kişilerden bilgi birikimi isteyen oyunları kapsıyor   Yani  kısacası  oyun  çok  karışık  ve  eğer  iki  oyuncu  da  oyunu  çok  iyi
        bu bahsettiğim oyunlar. Dolayısıyla eğer oyunu dikkatli izlerseniz yeni   özümsemiş olmasaydı (oyunculardan biri aynı zamanda oyunun yönetmeni)
        şeyler de öğrenebiliyor ve salon dışında sürüp giden hayatınıza da adapte
        edebiliyorsunuz.
        Öncelikle  İzmir’deki  tiyatronun  tabii  ki  İstanbul’daki  tiyatro  havuzu
        kadar kapsamlı olmadığını kabul etmeliyiz. Devlet tiyatrolarından bilet
        bulmak burada gerçekten zor oluyor. Zaten özel tiyatrolar burada devreye
        giriyor. Orijini İzmir olan özel tiyatrolar da var tabii ki ama ben genellikle
        turne ile İstanbul’dan gelen oyunlara denk geliyorum.

        2018 yılında açılmış Toy İzmir, İstanbul’daki sahnelerde oynanan bazı
        oyunlara  ev  sahipliği  yapıyor.  Ege  Perla  AVM’de  bulunan  bir  salon.
        Kapısından içeri girdiğiniz anda işini gerçekten severek yapan sanatsever
        bir ekip karşılıyor sizi. Küçük bir sahne ama bu özelliği onu daha özel
        kılıyor. Bu sahnede özel tiyatro toplulukları, oyunlarını sergiliyor. Benim
        de Two Two Production, BAM İstanbul, Tiyatro 4, B Planı gibi tiyatroların
        bazı oyunlarını seyretme fırsatım oldu geçtiğimiz yıl bu salon sayesinde.
        Aralarında en çok hoşuma gidenlerden bahsedeceğim sizlere.

        KUL | “Görülmeden yaşayan bir insanın gördüklerinden bir yaşam kurma
        özlemi…”
        Kul tek kişilik bir oyun. Karakterimizin adı Mercan. Mercan geçimini
        apartman  merdivenlerini  silerek  sağlıyor.  Tek  kişilik  bir  oyun  olduğu
        için  ayrıca  hayranlıkla  izlemiştim.  Oyundaki  ışık,  efekt  geçişleri  çok
        başarılıydı.  Konu  zaten  çok  çarpıcı. Aslında  bir  nevi  kadın  olduğunu
        unutmuş  bir  kadını,  hayalleri  ve  hayal  kırıklıklarını  çok  saydam  bir
        pencerenin arkasından izleyebildiğimiz bir oyun.

        MUTLUYDUK  BELKİ  BUGÜNE  KADAR  |  “İnsanlar  ayrılmayı
        öğrenmeli.”
        “Cebimdeki Yabancı” filmini ilk izlediğimde “Bu filmden çok güzel bir
        oyun  çıkar.”  diye  düşünmüş  hatta  bunun  neden  yapılmadığını  merak
        etmiştim. Daha sonra kapağında beğendiğim başka bir oyunun fotoğrafları
        olan bir tiyatro dergisinde “Mutluyduk Belki Bugüne Kadar”a denk gelmiş
        ve İzmir’e geldikleri ilk gün izlemiştim oyunu.

        Oyunda 7 tane yakın arkadaş var. Bir gece bir evde toplanıyorlar ve bir oyun
        oynamaya karar veriyorlar. Oyunda herkes telefonlarını masaya koyuyor
        ve gelen arama ve her türlü mesajı herkesin duyacağı şekilde okuyorlar.
        Kara  kutular  haline  gelmiş  telefonların  önündeki  engeller  kalkınca
      32
      32
   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38