Page 38 - Annonce Dergi | İzmir Özel Saint-Joseph Fransız Lisesi
P. 38

adamın adıysa, şeydi… Novel Baba mı, Nohal Baba mı  Mırıltı gibi konuştu:
        ney. İlkin bunun gerçekten kendi hikayesi olabileceğini  “Sakar bir Noel Baba’ymış…”
        düşünüp  heyecanlanmıştı,  kitabın  son  sayfasını  Koca kafalı insan yavrusu, her şeye rağmen heyecanla
        çevirdiğindeyse,  kalbinde  baston  şeker  kırıklarıyla,  hediyeyi açtı ve hemencecik göğsüne bastırdı. Başlığı
        kendisinin olmadığını biliyordu artık.                 gören babasıysa tek kaşını kaldırdı.
        Kıyafetleri,  sakalları  aynıydı  ama  gözlerinin  rengi  “Narsistmiş de…”
        farklıydı.  Kocaman  bir  fark!  O  adam  da  hediye  Daha kitabın kapağı aralanmadan, kimsenin görmediği
        dağıtıyordu, hem de uçan bir arabayla. Ama resimdeki  bir şeyi görmenin verdiği heyecanla kıvranıp gıcırdanan
        adamın  arabası  farklıydı.  Yaşlı  adamsa  görevi  kapının  ardından  çoktan  sıyrılmıştı  Yaşlı  Adam.
        aldığından beri arabanın modelini asla değiştirmemişti,  Arabasındaydı  şimdi.  Gözlerini  gökyüzüne  dikmiş.
        nasıl da titizdi bu konuda. Son olarak da o adamın adı  Gece, yine aynı gece.
        Novel Baba’yken, yaşlı adamın adı…                     Birisi yaklaştı. Duydu. İçinde aniden doğan bir canlılık
        Adı tam olarak yoktu aslında. Ama Ren geyikleri onu  onu düşüncelerinden uyandırdı.
        “Bunak”, ya da “Efendim” diye çağırırlardı. Bazen de  “Uçalım  mı,  Bunak  Efendim?”  diye  sordu  Geyik  İki
        “Bunak Efendim” diye çağırırlardı.                     sırıtarak.
        Yaşlı Adam, geyiklerin bunu neden komik bulduklarını  “Uçalım.”  dedi  Yaşlı  Adam  gözlerini  önünden
        anlayamıyordu. Yaşlı olmak hiç de utanılacak bir şey  ayırmadan.  Böylece  araba  zarafetle  yerden  kalktı
        değildi.                                               ve kısa süre içinde, göz kırpan bir yıldıza dönüşerek
        Tabii  o  kitap  da,  dağıttığı  diğer  tüm  hediyeler  gibi,  uçsuz bucaksız gökyüzünde kayboldu.
        geceleyin  yıldızlı  gökyüzünün  bir  kopyasını  andıran
        ışıklı  yeryüzünün  bir  yerlerindeydi  şimdi.  Kitabı  çok                                  İlkin Bilge İdem
        sevdiğinden olacak, bırakırken beklenmedik bir duygu
        karmaşası yaşamış ve bacadan girip koyduktan sonra
        arabaya gitmeden kapıda yarım saat kadar ağlamıştı.
        Sesine  hediyeyi  bıraktığı  çocuk  uyanınca  kapının
        arkasına  saklandı.  Böylesine  tehlikeli  bir  işle,  pratik
        zekâsını yıllar evvel geliştirmese, böyle acil durumları
        nasıl atlatacağını bilemezdi.
        Yaşı  gereği  kafası  bedeninden  orantısız  bir  biçimde
        büyük  olan  çocuk,  tehlikeli  ve  dengesiz  adımlarla
        merdivenden  iniyordu.  Gözleri  anında  yaşlı  adamın
        bıraktığı hediyeye ilişti.
        “Bak baba! Noel hediyesi gelmiş!” diye cırladı.
        Baba dikildi. Sonra çömeldi çocuğun yanına. Paketteki
        isim kartına bakıyordu. “Emir” yerine “Emil” yazılmıştı.




                                                                                                                    37
   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43