Page 37 - Annonce Dergi | İzmir Özel Saint-Joseph Fransız Lisesi
P. 37
Kısa Bir Mola
“Yıldızlar öyle çok ki. Vay vay. Şunlara bak hele.” anasına benzemiş kızını, arabasını çeken geyiklerin
Arkada gülüşmeler. birine gelin verecekti. Ocağını söndürsündü.
“Sanki gittikçe çoğalıyorlar mı ne.” Evet. Sakindi.
Gülüşmeler. Biraz oturmuşsa da, goblin ölüsü ağırlık hemen onu
“Hava da ne güzelmiş! Şööyle bir içime çekey-” bulmuş, göğsüne çökmüştü yine. Böyle geceler;
“Efendim, bu gece daha gidecek çok yerimiz var.” yeni geyiklerin olmadığı zamanların anıları, beyaz
Evet. Yine molasının keyfine varamamıştı. sakalına hacim verici jöle kullanmak zorunda olmadığı
“Efendim, tembellik yapamayız.” göz kamaştırıcı “genç yaşlılık” dönemi ve renk renk
Yaşlı adam umursamadı. Göğsünde sinire benzer paketler, artık çukur olmuş iki gözün önünden geçer
sıcak bir şeyler yayıldı yine de. dururlardı.
“Efendim?” Derken içlerinden biri hüzünlendirdi onu.
“…” Bir keresinde, bir çocuğa götürdüğü bir hediyeye
“Efendim?” dayanamayıp bakmıştı. Sonradan paketleyecekti
“…” tabii ki… Tabii ki. Bu küçük insan yavruları pakete
“Efendim, baston şeker virüsünden bir anda gitmiş nasıl da taparlardı bilirdi. Hediye, bir kitaptı. İçinde
olabileceğinizden korkuyoruz.” hikayeler vardı. Ne hikayeleri mi… Karışık kuruşuk
“…” insanların, karışık kuruşuk hikayeleri vardı işte. Yaşlı
Kıs kıs gülüşler. adam, kitabı tombul parmaklarının arasından bir türlü
“Bu kadar uzun süre sessiz kalmamalısınız efendim.” bırakamamıştı. Geyikleri ona yol boyunca gülmüşlerdi,
“Kesin sesinizi!” diye bağırdı birden yaşlı adam o ise yarısını anlamadığı bu kitaba öylesine dalmıştı
içinin ısısı patlayarak. Alay edilmeye gelemeyen ki onlara sinirlenip tehdit savurmayı bile unutmuştu.
yaşlılık gururu patlayıcı özellik gösteriyordu. Arkaya Kitabı eninde sonunda vermek zorunda kalmıştı tabii,
döndürdüğü kıpkırmızı yüzünün yol açtığı bir anlık o zamandan beriyse merak ediyordu. Belki onun
sessizlikten sonra arabaya bağlı bazı geyiklerin hala hakkında da… Hayır, bu saçma. Kimse onu tanımazdı
güldüğünü duydu. ki.
“Geyik Bir, Geyik İki ve Geyik Üç, susmazsanız sizi O hayatını sadece yılda bir, bir gece için yaşardı.
derhal uçan arabamdan atarım!” diye tehdit etti tombul Hediyeler falan dağıtırdı. Yaşlı adam üzüntü içinde
parmağını onlara doğrultarak. başını iki yana salladı. Hikayesi yazılmak için fazla
“Tabii, tabii…” dedi Geyik Üç alayla ağzını büzerek. sıradandı.
“Sonra da araban kendi kendine uçsun.” Aslında bir keresinde yine teslim edilecek bir kitabı
Geyikleri gülerken yaşlı adam, utanç içinde, önüne okuyordu. Buradaki adamda, sanki kendinden bir
döndü. şeyler bulmuş gibi olmuştu. Okura böyle hissettiriyorsa
Yıldızlar hâlâ çok güzeldi, önemli olan da buydu. Sakin şüphesiz iyi bir yazar! demişti kendi kendine bilgiççe.
olup yıldızları izlemeliydi. Sakin olmalıydı. Yaşlı adam, Okuduğu ikinci kitabı da bitirince, artık edebiyat
derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştı. Büyüdükçe konusunda epey geliştiğini gururla seziyordu. Kitaptaki
36