Page 17 - Annonce Dergi | İzmir Özel Saint-Joseph Fransız Lisesi
P. 17
Il touche, et doute encore. Il donne à la statue des baisers bakımından neredeyse hiçbir benzerlikleri olmasa da Shaw,
pleins d’amour, Pygmalion ve Galateia’nın hikayesinden ilham aldığını dile
et croit que ces baisers lui sont rendus... getirmiş.
Cette légende a inspiré de nombreuses personnes et a fait
Kendi toprağındaki bu zavallı aşık Venüs’ün (Yunan l’objet de pièces de théâtre. La plus connue d’entre elles est
Mitolojisindeki adıyla Afrodite) çok dikkatini çekmiş. Ona bu la pièce Pygmalion du dramaturge irlandais George Bernard
cansız mankeni diriltmesi için yalvaran adamın dileğini yerine Shaw. Cette pièce de théâtre a été créée en 1913. Bien qu’ils
getirmeye karar vermiş. Ve bu sırada Venüs’ün kutsal günü n’aient presque aucune similitude en termes d’intrigue et de
gelip çatmış. Herkes şölenlere, ziyafetlere katılmış. Venüs’e personnages, Shaw a déclaré qu’il s’était inspiré de l’histoire
sunakta adaklar adanmış, dilekler dilenmiş. Pygmalion da de Pygmalion et Galatée.
bu sunakta Venüs’e adak adamış ve ona yalvarmış: Bütün Shaw’ın oyununda ana karakterimiz bir fonetik (ses
kalbiyle fildişinden yonttuğu bu heykelin canlanmasını bilimi) profesörü olan Henry Higgins. Shaw o dönemde
dilemiş. Pygmalion o gün evine döndüğünde her zamanki İngilizlerin kendi dillerine gereken önemi vermediklerini
gibi soluğu heykelin yanında almış. Onun tenini okşamış, ve onu düzgün kullanmadıklarını düşündüğü için karakteri
saçlarına sarılmış. Defalarca kez onu öpmüş. Son öpücüğüne ‘’oldukça reformcu ve enerjik bir fonetik meraklısı’’ olarak
kadar hiçbir şeyin farkına varmamış. Ta ki öptüğü bu heykelin tanıtıyor. Oyun ilerlerken Bay Higgins kendisi gibi bir fonetik
dudaklarında bir sıcaklık hissedene kadar. Aklına hemen meraklısıyla iddiaya giriyor ve o dönemde sokaklarda
gün ışığının heykeli ısıttığı gelmiş fakat gözlerini açtığında çiçek satan, işçi sınıfının konuştuğu ‘’Cockney’’ aksanıyla
karşısında bembeyaz tenli capcanlı bir kadın duruyormuş. konuşan ve sosyetenin adaplarından bihaber bir kadın
Venüs’e dilediği dileğin gerçekliğiyle sarsılmış ve gözlerine olan Eliza Doolittle’ı altı ay sonraki büyükelçinin partisinde
inanamamış. Hiç vakit kaybetmeden evlenmişler ve bir kız düşes olarak tanıtacağını ve insanların buna inanacağını
çocukları olmuş. Adını da Paphos koymuşlar. (Paphos bazı söylüyor. İşte burada Pygmalion’un bir heykelden canlı bir
kaynaklarda erkek olarak da geçmektedir.) Kıbrıs’ın liman kadın yaratması gibi, Bay Higgins de çiçekçi bir kadından bir
kenti Baf’ın diğer adı Paphos’tur, adını bu efsaneden almıştır. düşes yaratma niyetindeydi. Pygmalion oyunu daha sonra
Ce pauvre homme épris de sa propre création attira sinemaya da aktarılmış, bununla birlikte Nobel Edebiyat
l’attention de Vénus (Aphrodite comme on l’appelle dans
la mythologie grecque). Elle convient de réaliser le souhait
de l’homme qui la supplie de donner vie à ce mannequin
sans vie Le jour saint de Vénus était arrivé. Tout le monde
assistait aux fêtes et aux banquets. Des offrandes étaient
faites à Vénus sur l’autel et des vœux étaient formulés.
Pygmalion fit également un vœu à Vénus sur cet autel et la
supplia : İl souhaitait de tout son cœur que cette statue qu’il
avait sculptée dans l’ivoire prenne vie. Lorsque Pygmalion
rentra chez lui ce jour-là, il s’arrêta à côté de la statue
comme à son habi-tude. İl lui caressa la peau et lui serra les
cheveux. İl l’embrassa plusieurs fois. İl ne réalisa rien jusqu’à
ce qu’il sente de la chaleur sur les lèvres de cette statue
qu’il embrassait. İl pensa im-médiatement que la lumière
du soleil réchauffait la statue, mais lorsqu’il ouvrit les yeux,
il y avait une femme vivante a la peau d’un blanc pur se
tenant devant lui. İl était secoué par la réalité de son souhait
envers Vénus et n’en croyait pas ses yeux. İls se marièrent
sans perdre de temps et eurent une fille qu’ils nommèrent
Paphos. (Paphos est également un garçon selon certaines
sources.) La ville portuaire de Chypre Paphos, tire son nom
de cette légende.
Bu efsane bir sürü insana ilham, oyunlara konu olmuş.
Bunlardan en bilineni İrlandalı oyun yazarı George Bernard
Shaw’ın Pygmalion adlı oyunudur. Bu tiyatro oyunu ilk
kez 1913’te sahnelenmiş. Aslında konusu ve karakterleri
15