Page 15 - Annonce Dergi | İzmir Özel Saint-Joseph Fransız Lisesi
P. 15
Umutsuzluğun
Vücut Bulmuş Hali
“Ding!” duyduğu her şimşek sesi için gözlerinden o bulutların
İlkay telefonundan gelen bildirim sesiyle uyandı. Uyku yağmur damlaları akıyordu, ve o akan her yağmur
sersemliğiyle etrafına, sonra da bildirimden kilit ekranı damlası için kendini suçluyordu…
açılmış olan telefonuna baktı. Telefonun ışığından
gözleri kamaşmıştı ve gözleri ışığa alışıncaya kadar Neden yapamamıştı? Bu ülke onu terk etmeyi neden bu
kendini ekrana bakmaya zorladı. Sonunda yazan yazıyı kadar zorlaştırıyordu ve o bu ülkeyi terk etmek için kendini
okuyabilecek hale geldiğinde ekrandaki bildirime tıkladı neden bu kadar zorluyordu? Belki de bu ülkedeki anıları
ve gelen e-postayı açtı: “Üniversitemize olan ilginizden iyi değildi ama bu, ülkenin suçu muydu yoksa onun
dolayı çok teşekkür ederiz! Maalesef, başvurunuzu mu. Artık o kadar yorgundu ki istediği tek şey omzundaki
dikkatli incelemeler sonucunda, okulumuzda sizin için bir bu ağır gelecek ve geçmiş yükünün azıcık da olsa
yer bulamadık. Başarılarınızın devamını başka bir okulda hafiflemesiydi. Belki de bu yüzden umutsuz bir şekilde
diliyoruz.” etrafında kendi dışında suçlayacak birini arıyordu. Fakat
ne yaparsa yapsın sonuç her zaman kendine geliyordu.
İlkay şaşırmadı bile. Telefonuna birkaç saniye daha
baktı ve gerçeği hazmetmeye çalıştı. Bu onu reddeden Tekrar banyoya gitmek için camın başından kalktı ve
sekizinci okuldu. Tabii ki daha cevap vermeyen yedi okul yürümeye başladı, fakat bu sefer daha hızlı ama emin
daha vardı ama o artık umudunu kaybetmeye başlamıştı. olmayan adımlarla. Her adımında, sanki banyoya
Ayağa kalktı ve dişlerini fırçalamak için banyoya gitti. Diş varmak istemiyormuş da yere kıvrılıp son nefesini verene
fırçasını ve diş macununu eline aldı fakat daha macunu kadar orada yatmak istiyormuş gibi bir hava vardı.
fırçaya sıkamadan karşısındaki aynadaki yansımasını Banyoya gitmek yaklaşık 15 adımını alsa da o sanki
gördü ve bir anlığına her şeyi tamamen unuttu. 15 asırdır yürüyormuş gibi yorgun hissediyordu. Her yeri
Aynadaki yansımasından başka bir şeye bakamıyordu. ağrıyordu ama ağrıması için bir neden yoktu. “Acaba
Aylardır ders çalışıp üniveriste başvurularını yapmaya vücudum kalbimdeki ağrıyı azaltmak için o ağrıyı bütün
hazırlanırken berbere gidememiş, saçları karışmış ve çok vücuduma mı dağıttı?” diye düşünmeden edemedi
uzamıştı. Gözlerinin altındaki morluklar o kadar derindi İlkay. Bir süre kendine nefretle baktı. Yansımasına o
ki içine bir şey atılsa düşme sesi saatler sonra gelecek kadar derinlikle bakıyordu ki, dışarıdan biri görse sanki
gibiydi. Kirli sakalı ve kirli kıyafetleriyle, sanki hayatında bütün anatomisini sadece yansımasından görebildiğini
hiçbir insanla karşılaşmamış gibi görünüyordu. Gözlerini düşünebilirdi. Sanırım onun amacı da buydu. Tek bir
sonunda yansımasından kaçırabildi fakat o an farketti bakışıyla kendindeki sorunu bulmak istiyordu.
ki başvurduğu bu 15 okul, onun geçmişiyle dolu olan
bu ülkeden gidebilmesi için son umuduydu. Odasına Banyonun yerine oturdu, en sevdiği şarkıyı açtı ve şarkı
geri döndü. Camını açıp bir sigara yaktı. O sırada arkada tekrar tekrar çalarken düşünmeye başladı.
bu son birkaç ayı düşünüyordu. Aldığı her nefeste bir Aklında o kadar fazla şey vardı ki ne düşüneceğini bile
üniversiteden aldığı red gözlerinin önünden geçiyordu. bilmiyordu. Belki bir saat, belki beş saat orada oturdu.
Gözlerinin önünden geçen her sahneden sonra aklında Zaman düşünceleriyle bir gidemiyordu. Bir sigara daha
şimşek çakan kara bulutların sesini duyuyordu. Aklında yaktı. Ve bir sigara daha ve bir sigara daha…
14