Page 46 - Annonce Dergi | İzmir Özel Saint-Joseph Fransız Lisesi
P. 46

Atatürk ve Laiklik





        Cumhuriyetimizin   ilanının   100.   yılında   Türkiye   bir başarı ve inkılabın tamamlanması anlamında gelmektedir.
        Cumhuriyeti’nin en önemli ilkelerinden laiklikle ilgili bir yazı   Yani  hukuksal  olarak  tüm  yasalar  laikleştirişmiştir.  Devlet
        yazmak istedim.                                        laikleştirilmiştir  ve  devlet,  dinin  üzerinde  bir  konuma
                                                               getirilmiştir ama hiçbir zaman insanların ibadet özgürlüğüne
        Laiklik,  din  ile  devlet  işlerinin  ayrılması  ve  toplum  içinde
        yaşayan  her  birey  için  din  ve  vicdan  hürriyetini  teminat   karışmamış ve sınır konulmamıştır.
        altına alan ilkedir. Hiçbir dini inancın devlet yönetiminde ve   Kısaca özetlersek, dini işlerle uğraşan tüm kurumlar kapatıldı,
        siyasette  rol  oynamamasını  sağlar.  Toplum  içindeki  din  ve   Diyanet  İşleri  Başkanlığı  oluşturuldu;  eğitim  veren  tekke,
        inanç  farklılıklarının  arasında  bir  gerilim  yaşanmasını  önler   zaviye ve medreseler kapatıldı, okullar laik bir kurum olarak
        ve devletin her inanca eşit mesafede durmasını sağlar. Laiklik   Milli  Eğitim  Bakanlığına  bağlandı,  din  eğitimi  devletin
        yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün   denetimine sokuldu. Genç Türkiye Cumhuriyeti inkılapları ve
        vatandaşlarının  vicdan,  ibadet  ve  din  hürriyetini  üzerine   reformları ile laiklik anlayışını hayata geçirmiş ve bunları bu
        almasıdır.  Atatürk  bu  tanımlaması  ile  bütün  vatandaşların,   reformlarla uygulamaya sokmuştur.
        vicdanlarının  dile  getirdiği  gibi  dine  karşı  durumlarını   Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Efendiler ve ey millet,
        kararlaştırmakta serbest olmalarını ve devletin de bu hak ve   biliniz ki, Türkiye
        özgürlüklerini  korumaları  ve  uygulamasının  zorunluluğunu
        anlatmak  istemektedir.  Bu  tanımlama,  gerçekçi  ve  bilimsel   Cumhuriyeti  şeyhler,  dervişler,  müritler  ve  mensuplar
        olduğu kadar milli ihtiyaçlarımıza da uygundur.        memleketi  olamaz.  En  doğru,  en  hakiki  tarikat,  medeniyet
                                                               tarikatıdır.”
        Laiklik Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli dayanaklarından
        biridir. Atatürk, laiklik ilkesini modern devletin gereği olarak   Biz gençler, laik Türkiye Cumhuriyeti’ni yani Ata’mızın bize
        görmüş ve Türkiye’nin demokratik, çağdaş bir toplum olarak   bıraktığı bu emaneti sonsuza dek koruyacak ve kollayacağız.
        ilerlemesi için önemli bir adım olarak kabul etmiştir. Modern   Cumhuriyet’in 100. yılına şahit olan gençler olarak Ata’mızı
        Türkiye,  Osmanlı  İmparatorluğunun  kültürel  ve  geleneksel   daima anlatacak ve gelecek nesillerin de anlamasını sağlamak
        mirasçısı olmakla birlikte, devlet işleyişine karşı çıkmış ve bu   için elimizden geleni yapacağız.
        şekilde doğmuş bir devlettir. Osmanlı Devleti bir sultanlıktı.
        Sultanlık, islam dininin kurallarına göre yönetiliyordu. Sultan,
        Allah’ın  kendisine  verdiği  hükümdarlık  haklarını  kullanan                                    Nilsu Tang
        kişiydi.  O  yönetim  şekline  “şeriat”  deniliyordu.  O  yüzden
        sultanın verdiği emirler İslam dininin temel ilkeleri çerçevesi
        içindeydi. Hatta sultanın verdiği emirlerin, kuralların İslam’a
        karşı  olup  olmadığını  denetleyen  din  adamları  kurulu  vardı.
        Yani  şeriat  düşüncenin,  dini  inançtan  ayrılmasına  pek  fazla
        olanak vermeyen bir yönetim şekliydi.
        Türkiye  Cumhuriyeti,  laiklik  ilkesi  üzerine  kurularak  şeriat
        yönetiminden kurtulmuştur ve çağdaş hukuk sistemini devlet
        işleyişinde  kullanmaya  başlamıştır.  Bu  şekilde  Türkiye
        Cumhuriyeti’nde  yaşayan  vatandaşlar,  dinin  koyduğu
        kuralların dışında hareket etme, düşünme olanaklarına sahip
        olmuştur. Atatürk ve Cumhuriyet’in kurulmasında büyük etkisi
        olan kişiler hiçbir zaman dine karşı olmamışlardır. Tam tersine,
        insanların  dinlerini  anlayabilmeleri  için  dini  kaynakların
        Türkçeye  çevrilmesi  için  çalışmışlardır.  Kuran-ı  Kerim’in
        tercümesinin  ilk  kez  Atatürk  yapılmasını  sağlamıştır  çünkü
        dinini anlamayan bir toplum, gericiliğe ve hurafelere inanacak
        ve kandırılacaktı.
        Laiklik, 1937 yılında yapılan anayasa değişikliği ile anayasaya
        girmiştir;  1961  ve  1981  anayasalarında  da  devletin  temel
        niteliği  olarak  kabul  edilmiştir.  Mustafa  Kemal  Atatürk  ve
        arkadaşlarının anayasaya laikliği 14 yıl sonra ekletmeleri siyasi
      44
   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51